Campervan
Hazırlık..
Böyle bir yolculuğa çıkmayı planladığımızda kışlık çadırla uğraşamayacağımızın, içinde rahatça uyuyabileceğimiz bir araca ihtiyacımız olduğunun farkındaydık.
Çekçek karavan olayını herkesin önermesine rağmen hemen eledik. Çünkü bir şehre girince, şehrin içinde gezip dolaşmayı, bir cafenin önüne park edip kahve içmeyi, daracık yollarda gezmeyi seviyoruz. Karavanımızı geri almak için bile olsa bir yerden geri dönmek fikrini sevmiyoruz, ya da arkamızda karavan var diye istediğimiz bir yere girememe fikri kötü geliyor.
Aynı sebeblerden ve fiyatından kaynaklı büyük karavanı da eledik. Ayrıca hem kendi karavanında uyuyup, hem de 50 tl den başlayan park paraları ödeme fikri gereksiz geliyor bize.
VW Transporter’dan evrilme bir minik karavan bulduğumuzda, ki içinde tuvaleti de vardı ve fiyatı da bize çok uygundu, çok sevindik. Ama sonra o karavanın imalatçısı ile konuştuğumuzda motorun çok kötü olduğunu öğrendik. Sıfır karavanların da çok büyük vergileri olduğunu, o nedenle en az 5 yaşında arabaların karavana dönüştürüldüklerini söyledi bize.
Kara kara düşünürken internette bizimkine benzer araçlarla yollara düşen pekçok yabancı gezgin olduğunu gördük. Adına karavan değil de “campervan” diyorlardı. Daha çok kampçılar kullandığından sanırım. Biz neden yapmıyoruz kendi arabamıza dedik.
Karavan imalatçısına ne istediğimizi anlatınca, bize 10.000 tl (3.300 usd civarı) bir maliyet çıkarttı. Bir de üstelik 3 ay sonrasına zaman verdi. Sanki en pahalı şey onlarmış gibi koltuk minderlerini de veriyorum demeyi de ihmal etmedi !!
Haluk “ben kendim yaparım, daha da ucuza mal ederim ” deyince, hazırlıklar başladı. Onlarca video izlendi, bizim için en uygun olan özellikler saptandı, ölçüler çıkartıldı ve çalışmalar başladı. Ufak tefek hesapta olmayan aksilikler olsa da sonunda mobilyalar bitti. Çok önemli !! minderler hazırlandı.
Bir de güneş paneli (esnek Sunpower 24V 200W), aküler(2 adet 12V 100Ah Jel) ve invertor(24->230V 1200W) de alınınca, işte oldu bize bir campervan.
Bence Türkiye’de başka yok , bilen varsa haber versin.
Bütün araştırmalarımıza rağmen, masamıza istediğimiz gibi takılıp çıkartılabilen, dışarıda da piknik masası olarak da kullanılabilecek bir ayak bulamadık. O nedenle yer kaplamasın diye evdekinden daha ince bir piknik masası sipariş verip bir kaç gün de onu bekledik gelsin diye.
Bugün çıkarız , yarın çıkarız ne yapsak ki derken kekler, poğaçalar hazırlandı. Yolculuk uzun sürer lazım olur diye yazlıklarla beraber ite kaka kışlıklarımızı da sığdırdık dolaplarımıza. Yiyecekler sepete girdi ve 1 Kasım da yola çıkmaya karar verdik.
Bana kalsa ben bu kıyıları biliyoruz nasılsa, Datça tarafından başlarız diye aklımdan geçiriyordum, ama Haluk madem sahilden dedik, buradan itibaren sahilden gidelim deyince, rotayı ona göre çizdik.