Ege-Akdeniz-Güneydoğu rota ve bütçe

ROTA

2016 Kasım ayında Caddy’mizin dönüştürme çalışmaları bitince çevremizin bu havada geziye mi çıkılır, deli misiniz söylemlerine aldırmadan hazırlıklarımızı yapıp, arabamıza olabildiğince hem yazlık, hem kışlık kıyafetlerimizi arabamızın içine sıkıştırıp yola koyulduk. Zaman sınırımız yoktu. Hedefimiz gidebilirsek Hatay’a kadar sahilden gidip, oradan yukarı çıkıp dönüş yoluna geçmekti. Suriye’de savaş olmasından dolayı Hatay bile bizi endişelendiriyordu. Ama Adana’da bize Hatay’da birşey yok siz Kilis’e gitmeyin dediler. Hatay’a gidince Kilis’de birşey yok siz Antep’e gitmeyin dendi. Böyle böyle biz Diyarbakır ve Mardin’e kadar gittik. Hatta Batman Hasankeyf’e kadar.

Bu gezimiz toplamda 94 gün sürdü. Aslında daha da devam edebilirdi ama hava şartları iyice kötüleşip üstüne Halûk’da Kayseri’de ufak bir kaza geçirip ayak bileğini incitince (Kayseri’de çatlak olduğu söylendi dönünce öğrendik sadece incinme olduğunu) dönme kararı aldık. Devamı bahara dedik.

İLK 30 GÜN

Gezimizin Ege bölümünü aslında Güney Ege diye adlandırmak lazım. İzmir’den Antalya sınırındaki Xanthos’a kadar 24 gün sürdü.
Akdeniz kısmı Patara’dan başladı ve Hatay’a kadar 45 gün devam etti. Bu arada Kilis bazı haritalarda Akdeniz, bazısında Güneydoğu olarak gösteriliyor. Sonuçta denize kıyısı yok diye ben Güneydoğu’ya dahil ettim.

İKİNCİ 30 GÜN

Güneydoğu gezimizi ise Kilis’den Diyarbakır’a 16 günde bitirdik.

SON 30 GÜN

Daha sonra Doğu Anadolu’dan Malatya, İç Anadolu’dan da Kayseri’yi gezdik. Kayseri’den mecburi Ankara’ya geçip Haluk’un erkek kardeşinde biraz dinlendik ve Eskişehir üzerinden evimize döndük. 

Toplam 21 ilden geçtik. En uzun zamanı 26 günümüzü geçirdiğimiz Antalya’da harcadık. Hala da görmediğimiz yerleri var.

Toplam 9000 km yol yaptık. 

BÜTÇE

En çok merak edilen sorulardan biri ne kadar harcadığımız. 8703 tl harcama yaptık. Bunun 5265 tl si yiyecek-içecek için, 2220 tl si yakıt için harcanmış, 866 tl si ise konaklama ve çamaşırlarımızın yıkanması için. Aracımızda duş olmadığından arada fırsat buldukça aracımızın haricinde konaklama yapmak mecburiyetinde kalıyoruz. Ama bu konuda da şanslıyız, Haluk’un babasının bize sağladığı askeri kimliklerimizi kullanarak orduevlerinde çok uygun fiyata konaklama yapabiliyoruz. Birkaç yerde de savaş nedeniyle orduevleri dolu olduğundan öğretmen evinde konakladık. Müze ve ören yeri girişleri için neredeyse hiç para harcamamamıza rağmen gene de 352 tl çeşitli yerlerin girişleri için harcama yapmışız.

Yukarıdaki hesaba dahil olmayan ekstra harcamalarımız da var tabi ki. Ekstra harcamalar neler derseniz, aracımızın bakımı, her ikimizin de telefonlarının ayrı ayrı bozulması ve tamirleri, sağlık sorunları nedeniyle yapılan harcamalar, hesaplanamayan ihtiyaçlar nedeniyle ekstra giysi almak zorunda kalmamız, kendimize ve misafir kaldığımız yerlere aldığımız ufak tefek hediyeler, kuaför masraflarımız sayılabilir. E haliyle üç ay yollarda olunca her ikimizin de kuaföre ihtiyacı oldu. Yiyecek kısmının içine de biraz bu ihtiyaçlardan katılmış olabilir, çünkü market alışverişleri büyük çoğunluk yiyecek için yapıldığından alışveriş olarak yazıldı ama içinde mutlaka ıvırzıvır şeyler vardır.

Kış mevsimine denk gelmesek ve gurme şehirleri ziyaret ediyor olmasak yiyecek için kesinlikle daha az harcama yapılırdı. Hava şartlarının uygun olmadığı her yerde dışarıdan yemek zorunda kaldık. Karadeniz gezimizde bütün kahvaltılarımız piknik havasında geçerken bu sefer çoğu zaman bir yerlerde yemek zorunda kaldık. Ya da bir karavanımız olsa hava şartlarını önemsemeden yemeklerimizi arabada yapabilirdik.

TECRÜBELER

  • Çok fazla yer gezdik ve gördük. Bunun tecrübesi tartışmasız bir numara. Ne kadar çok antik şehir olduğunu gördük ve her birinin hikayelerini az da olsa öğrenmeye çalıştık.
  • Gezdiğimiz yerleri hemen bloga yazamayacağımızdan tek tek not aldık, yoksa unutuluyor. Şimdi bile bazen birimiz yazıp diğeri okuduğunda “aa gerçekten ben onu unutmuştum bile” diyebiliyoruz.
  • Harcadığımız her kuruşu not aldık. Çünkü böylesine uzun bir gezide ve kredi kartı kullanırken tatil havasına girip harcamaların ucunu kaçırmak an meselesi. Hele gelen paranın miktarı belliyken hesabınızı sürekli kontrol altında tutmak gerekiyor.
  • Birer küçük valize sığacak kadar kıyafetle üstelik mevsim geçişine rağmen 3 ay geçirilebildiğini gördük ve evde ne kadar gereksiz kıyafet ve eşyamızın olduğunu fark ettik.
  • Bizim gibi ücretsiz girme şansınız yoksa ören yerleri ve müzelere, daha yola çıkarken mutlaka müze kartın en kapsamlısını almalısınız. Yoksa pekçok yeri görmeden geri dönebilirsiniz veya başta vereceğiniz paranın 3-4 katını harcamak zorunda kalabilirsiniz.
  • Geceleme için güvenli bir yer bulamıyorsanız, çevrede karavan kamp veya kamping alanı yoksa veya bizim gibi kampinglere ödeme yapmak hoşunuza gitmiyorsa, benzin istasyonları en uygun uyku alanları. Hem tuvalet de var. Ama mutlaka izin alıp park edin ki uykunuzun en tatlı yerinde cama vurulup uyandırılmayın. Bu sadece Adıyaman’da sorun oldu bize. İki istasyon izin vermedi, üçüncüsünde kalabildik.
  • Sinekler için mutlaka tedbir alın, bir tek sivrisinek bütün gecenizi mahvedebilir.
  • Termos bardak bulundurun. Hem sabah çayınızın kalanını alabilirsiniz yanınıza, hemde beğendiğiniz yerde kahve molası verebilirsiniz sürekli tüp yakmadan, keyfi başka oluyor. Ayrıca bazı benzin istasyonlarında çay veya hiç olmazsa sıcak su bulunuyor, faydalanmak lazım. Biz fark ettik ki yiyecek harcamamızın neredeyse 500 tl si sadece ekstra içilen çay kahvelere gitmiş. Elbette bazen isteniyor ama bu kadarı fazla.
  • Büyük paketler daha tasarruflu olsa da küçük paketlenmiş peynir, salam gibi ürünler hem çabuk bozulmuyor, hem saklaması kolay, hem de öğlen yemeğini geçiştirmek için can kurtaran oluyorlar.
  • Çamaşır yıkamak önemli bir sorun. Orduevi çamaşırhaneleri, misafir kaldığımız evler ve tabi ki otel ve pansiyon çamaşırı yıkayan çamaşırhaneler kurtarıcımız oldu.
  • Aracın içinde her zaman atırştırmalık birşeyler, küçük konserveler, sandviç ekmeği ve bol içme suyu bulundurmakta fayda var. Bazen yol üzerinde çok güzel bir yer görüp, karnınız aç olduğu için yola devam etmek zorunda kalabilirsiniz yoksa.
  • Kışın arabanın içinin ne kadar soğuk olabildiğini gördük, İbradı’da gecelemek zorunda kaldığımızda. Güneş panelimiz olunca bir elektrikli battaniye daha sonra kaldığımız soğuk yerlerde üşümeden ve hatta terleyerek uyumamızı sağladı.
  • Her zaman yanımızda bir mayo ve havlu bulundurmanın gerekliliğini biliyorduk, kanıtladık. 26 Kasım da bile denize girebildik. Ama kaplıca suyuna girdikten sonra duş almadan yatarsak, bütün eşyalar yıkanana kadar kükürt kokusuyla yaşamak zorunda kalacağımızı da öğrendik.
  • Korktuk mu ? Evet bazen ama asla ayı çıkarsa, böcek girerse falan diye değil. Maalesef sadece insanlardan ve yapabileceklerinden korkup daha güvenli konaklama yerleri aramak zorunda kaldık.
  • Evi özlediniz mi diyenlere.. Hiç özlemedik.. Sadece kedilerimizi özledik. O nedenle karavan yaptırma kararı aldık, duş ve tuvalet sorununu ortadan kaldırıp, yemeklerimizi kendimiz yapabilmek ve böylece daha çok gezebilmek için.