Evdeki Hesap…
1.GÜN
Biz yolda Ayvalık’a uğrayıp orada bir dükkana benim yaptığım keçelerden bırakacak, sonra İstanbul’dan motorlarıyla gelen arkadaşlarımızla Küçükkuyu’da buluşacaktık. Plan ilk gece orada kalmaktı.
Yolculuk harika, Ayvalık çok güzeldi. Keçe ürünleri bıraktık, Tarihi Güler fırını‘ndan tahinli kurabiyelerimizi ve yakınındaki küçük fırından haşhaşlı ve çekirdekli simitlerimizi aldık. Oruçlu olduğumuzdan Ayvalık tostu yeme işini tatil dönüşüne bıraktık. Bu arada gördüğümüz çok esprili bir otoparkı da fotograflamadan geçemedik.
Edremit’ten yanımızda termos ve şişelere buz gibi Eymen suyu doldurduk, ki gittiğimiz yerde içme suyu problemi yaşamayalım.
Arkadaşlarımız yavaş geliyoruz biraz gecikeceğiz deyince de Küçükçetmi’deki Aydan Ablaya bir minik ziyaret yapalım dedik.
Küçükçetmi, Küçükkuyu’nun üst tarafında muhteşem havası, eşsiz manzarası, taş evleriyle harika bir dağ köyü. Köy halkının çoğu evlerini satıp gitmişler ama evleri satın alanlar o dokuyu bozmadan aynı taşlarla yeni evler yapmışlar. Turistik tesisler henüz yok o nedenle sessiz sakin tertemiz bir köy. Biz de buradan bir ev almak istedik ama satılmayan 2-3 yıkık ev var ve inanılmaz fiyatlar istiyorlar. Zaten alsak ne olacak? Biz geziyoruz buraya neden bağlanalım ki? Deyip kendimizi teselli ettik.
Artık gelir bizimkiler derken sevimsiz bir haber geldi, motorları Balıkesir’i geçince bozulmuş tamirci bekliyorlardı. Onları beklerken gidip Küçükkuyu’da iftar yapalım dedik.
Küçükkuyu sakin sessiz, cittaslow adayı bir sahil kasabası. Diğer turistik yerlere göre 10-15 sene öncesinde kalmış gibi. Sahilinde gezmek, dalgakırandaki deniz fenerini ziyaret etmek her zaman hoşumuza gitmişti zaten. Sahilde atıştırmalık yiyebileceğiniz bir sürü yer var ama biz çorba da olsun deyince Konyalı ya girdik.
Tam yemek yerken arkadaşlarımız aradı, motorun tamiri yarına kalmış. “Bu gece siz orda kalın biz burda ya da bizi alın” dediler.
Bırakır mıyız onları orada hiç, haydi döndük geri. Bu arada onlar birilerini bulmuş motoru kamyonete yüklemiş, Balıkesir’e gitmek üzere yolda bizi bekliyorlardı.
Onları ve eşyalarını da alıp düştük yola. Geceyi Balıkesir’de geçirmek zorundaydık. Orda bize nehir kenarında, yanında benzinlik olan bir yer gösterdiler. Arkadaşlarımız çadır kurdular ama biz cesaret edemedik ilk çadır deneyimimizi bu kadar şehrin içinde yaşamaya. Boşalttık arabanın arkasını ön koltukların üzerine, yaydık yataklarımızı arkaya ve ilk gecemizi tamamen planlananın dışında arabamızın içinde geçirdik. Acemiliğimizden dolayı ışıklar ve kapı aynı anda açıkken iş yapınca içeri sivrisinekler girdi tabi. Sıcak bir yandan , sivrisinekler biryandan gün ağarırken anca uyumayı başardım.
Ilk Gün;
Ders 1, Arabanın kapıları açıkken ışıkları kapa,
Ders 2, İçeriye havalandırma için fan al.