Sonunda başlıyoruz galiba
2. GÜN
Kötü geçen İlk tatil gecemizin sabahı gelen haber de pek iç açıcı değildi. Motoru tamir etmeye çalışacaklarını, akşama kadar da durum hakkında bilgi vereceklerini söylüyorlardı. Eh madem kaldık, o zaman biraz Balıkesiri tanıyalım dedik. Önce saat kulesinin altında kahvaltı ettik. Çarşısını, Kuva-yi Milliye caddesini gezdik. Arkadaşlarımız motorlarının yanına gidince hadi bizde Kuva-yi Milliye müzesini gezmeye karar verdik. Müze girişi ₺5. Müzenin alt kısmı kurtuluş savaşı ve Balıkesirin kurtuluşuna ayrılmış. Üst kısım ise il civarında yapılan arkeolojik kazılardan çıkan eserlere ve müzeye bağışlanan tarihi eşyalara ayrılmış.
Eski para koleksiyonuna bayıldık. MÖ 3000 yılına ait mercimek büyüklüğünde kabartma baskılı metal paralar vardı. O zamanlarda böyle paralar yapılabilmesine çok şaşırdık. Ama müze yetkilileri de bunu düşünmüş olacak ki paraların nasıl yapıldığını çizimlerle duvarda anlatmış.
Oradan da çıkıp Halûk’un Balıkesir’de yaşayan halasına erken bayram ziyareti ziyareti yapıp arkadaşlarımızın yanına döndük. Malesef haberler hem iyi hem kötü idi. İyi olan; motorları o kadar çok yağ akıtmış ki, lastiğin iç tarafı tamamen yağ olmuş ve motor tam zamanında bozularak onları büyük bir felaketten korumuştu. Kötü haber motorun tamiri bayram sonrasına kalmıştı. Akşam olmak üzereydi ve biz bir gece daha Balıkesir’de kalmak istemiyorduk. Bütün eşyaları arabaya yükledik , arabanın arka koltuklarını eve bıraktığımız için mecburen bizimkileri yatakların üzerine oturttuk ve gezimize bıraktığımız yerden devam etmek üzere yola çıktık.
Madem plan değişti tam değişsin diye Küçükkuyu’yu sonraya bırakıp Cunda Adası Patriça koyunda kamp yapmaya karar verdik. Patriça’ya biz geçen sene gitmiş, denize girmiş ve çok beğenmiştik, arkadaşlarımız görmemişti. Ayvalıktan akşam yemeği ve sabah kahvaltısı için alışveriş yapıp yola koyulduk.
Koyda bizden çadır başına ₺30 istediler ve sadece tuvalet hizmeti veriyorlardı. Biraz daha gezelim dedik ve tesisleri geçer geçmez koyun tam sonunda harika bir zeytinlik bulduk. İki aile çadır kurmuştu zaten, biz de onlardan biraz uzağa kurduk çadırlarımızı. Murat alışkın olarak hemen taşlardan bir ocak yapıp mangalı yaktı, biz de salatayı yaptık. İlk kamp akşamımızda her türlü gürültüden uzak, cırcır böceklerinin sesini dinleyerek yemeğimizi yedik.
Acemi kampçılar olarak yanımıza çaydanlık almamıştık ve tüpümüz boşmuş kontrol etmemiştik. Kamp ateşinde tencerede ısıttıgımız suyla yaptıgımız çayımızı yudumladık. Yıldızları seyrederek muhabbet ettik.
Ders 3. Piknik tüpün dolu olsun, isli tencereyi temizlemek çok zor.
Ders 4 . Kampa çaydanlık götür veya araba için su ısıtıcı al.